Bir Yudumla Gelen Rahatlık: Yeşil Çay

Yeşil çay, " Camellia sinensis ” bitkisinin yapraklarından ve tomurcuklarından yapılan bir çay türüdür. Yeşil çayı, aynı bitkiden üretilen siyah çay ve oolong çayından ayıran en önemli şey üretiminde kullanılan oksidasyon işlemine tabi tutulmamış olmasıdır.

Çin tarımının ve tıbbının mitolojisinde efsanevi bir çay ve popüler bir figür olan yeşil çayın ilk ortaya çıkışı M.Ö. 2737 yılına kadar uzanır. Efsanelere göre yeşil çayın, bir yanlışlık sonucunda tesadüf eseri keşfedildiği söylenir. Hikayesi ise şöyle; Shennong adlı bir Çin imparatoru, seyahatlerinden biri sırasında bir bardak sıcak su içmek istiyor. Suyun kaynatıldığı yerde ince bir daldaki yeşil çay yaprakları imparatorun bardağına düşüyor ve suyun renginin koyulaşmasıyla birlikte kokusu da değişiyor. Shennong o an sudaki bu değişimleri fark edemese de suyundan bir yudum aldığında yeşil çayın eşsiz tadı ve rahatlatıcı etkisiyle tanışmış oluyor. Böylece bu antik lezzet, Çin’de doğuyor, üretimi Doğu Asya’daki diğer ülkelere; ünü ise tüm dünyaya yayılmış oluyor. Etkileyici bir hikaye değil mi?

"İçimi Huzur, Kokusu Ferahlık: Yeşil Çayın Demleme Sırları"

Gevşek yaprak yeşil çaylar; sakinleştirici aromayı ve lezzeti beraberinde getiren temel yağları içeriyor. Çay yaprakları kırıldığında, çayın yüzey alanı arttığından bu temel yağlar daha kolay buharlaşıyor. Bu ne demek diye sorarsanız poşet çayların genellikle harika koktuğunu ama genellikle lezzetlerinin kokusuyla doğru orantılı olmadığını görmüşsünüzdür, bunun sebebi parçalanmış çay yapraklarının cansız bir tat bırakmasından kaynaklanıyor.

Gevşek yaprak yeşil çaylar, çeşidine bağlı olarak 3-5 kez tekrar demlenebiliyor. Her demlemede yapraklar farklı lezzet notaları ve farklı bir tat deneyimi sunuyor. Tea Co. olarak biz de gevşek yaprak çaylarla çalışıyor; çay yapraklarının tamamını kullanarak çayın en lezzetli ve kaliteli formuyla eşsiz bir demleme deneyimi sunuyoruz. Klasik demleme yöntemleri halen çok tercih edilse de poşet çaylara olan ilgi de her geçen gün artıyor.

Peki neden poşet çay içiyoruz? Cevabı çok da zor değil. Demleme süresi ve kullanım kolaylığıyla bizlere pratik bir deneyim sunuyorlar. Üstelik bunu yaparken zaman ve mekan gözetmiyor olmak da çok kıymetli. Çünkü nerede olursanız olun bir poşet çay için yapmanız gereken tek şey, çayı sıcak su dolu bir fincanla buluşturmak oluyor. Buradaki dezavantaj ise, genellikle kalite açısından kayıp yaşamış olmak. Genelde tipik bir poşet çayda kırık çay yaprakları ve onun toz kırıntıları bulunuyor. Az önce de bahsettiğimiz gibi kaliteli bir çay deneyimi için bu bileşenleri değil gevşek yaprak çayları tercih etmelisiniz. Biz de böyle yaptık! Mikro ve nanoplastik içermeyen el işçiliğiyle ürettiğimiz müslin bez çay torbalarında tamamı gevşek yapraklardan oluşan çayları paketledik. Klasik poşet çaylarda kullanılan kırık yapraklar ve bunun toz kırıntıları fazla miktarda tanen salıyor, bu da genelde yeşil çay sevmeyenlerin “Tadı çok acı, içemiyorum” cümlelerinin sebebi oluyor.  Çünkü çayın kırık yapraklarında bulunan tanen bileşeni, suda yoğun şekilde açığa çıkarak, çaya acı bir tat bırakıyor. O zaman yeşil çay sevmeyenlere müjde diyebilir miyiz? Birbirinden lezzetli yeşil çaylarımızı kırık yapraklar ve toz taneciklerden uzak bir şekilde tamamı gevşek yapraklardan harmanlıyoruz.

Yaz Aylarında Doğal Ferahlığıyla Yeşil Çay

Sıcak yaz aylarında çoğumuz serinlemek için soğuk içeceklere yöneliyoruz, bir fincan yeşil çayın soğuk içeceklerden çok daha ferahlatıcı olduğunu öğrenince çok şaşıracaksınız bizden söylemesi!  İşte bu yaz yeşil çay tüketmeniz için 4 harika neden;

• Yaz aylarında yeşil çay içmek gerçekten de soğuk bir içecekten daha fazla serinlemenize yardımcı olabilir, bu nasıl oluyor diye soranlar olacaktır. Hemen açıklayalım; Yeşil çayın, vücut üzerinde serinletici bir etkisi olduğunu gösteren iki önemli durum var, bunlardan biri yeşil çayın fermente edilmemesi iken diğeri de oksidasyon işlemi görmemesidir. Yeşil çayı sıcak ya da soğuk olarak içmek vücudunuzun gevşemesine ve iç sıcaklığını düzenlemesine de yardımcı olarak daha az sıcak hissetmenizi sağlıyor. Şaşırtıcı değil mi?

• Cildimizi zararlı UV ışınlarından korumanın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle sıcak ve uzun yaz günlerinde güneşi en çok hissettiğimizden çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Tam da bu noktada en lezzetli yardımcımız bir fincan yeşil çay oluyor. Çünkü yeşil çay, UV ışığını emerek, cildin buna karşı direncini artırmaya yardımcı bir antioksidan olan kateşinleri içeriyor. Ayrıca yaz aylarında yeşil çay içmek cildin elastikiyetini ve canlılığını arttırmaya yardımcı olmakla beraber güneş hasarı riskini azaltmaya da olumlu etkilerde bulunuyor.

• Yaz ayları, genellikle gün içinde aktif olmaktan keyif aldığımız zamanları içeriyor. Ancak bunun da sıcak hava, rahatsız uyku, iştahsızlık ve zayıflamış bir bağışıklık sistemi gibi olumsuz yansımaları olabiliyor. Çeşitli yeşil çaylarda bulunan yüksek vitamin ve mineral içeriği, bağışıklık sisteminize ihtiyaç duyduğu desteği sağlamaya yardımcı oluyor; vücudunuzun besinleri emmesine ve sağlıklı dolaşımı teşvik etmesine de katkıda bulunuyor.

• Düzenli egzersizle birlikte tüketildiğinde, yeşil çaydaki flavonoidler ve kafein, vücudu egzersiz sırasında daha fazla yağ yakmaya teşvik ederek sağlıklı kilo vermeye yardımcı oluyor. Tüm yeşil çay çeşitleri bu faydayı sağlarken, spor salonunda geçirdiği zamanı en iyi şekilde değerlendirmek isteyenler için kesinlikle Matcha çayını öneriyoruz.

Yeşil çay içmenin pek çok faydası olsa da her şeyde olduğu gibi bu durumda da ölçülü tüketmeyi unutmamak çok önemli oluyor. Vücudunuzun demiri emme yeteneğini artırmak için ideal yeşil çay miktarı, yemekten sonraki iki saat içinde günde 2-3 bardak şeklinde oluyor.